NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
13 - (1516) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك عن نافع،
عن ابن عمر؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم نهى عن
النجش.5 - باب
تحريم تلقي
الجلب
{13}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e ; Nâfi'den dinlediğim, onun da îbni Ömer'den
naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum:
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) müşteri kızıştırmaktan nehî buyurmuşlar.
İzah:
Hz. Ebû Hureyre
rivayetini biraz lâfız farkiyle Buhârî «Buyu» ve «Şurût» bahislerinde; Ebû
Dâvûd ile Tirmizî bir kısmını «Buyu'» bir kısmını «Nikâh»da; Nesâi «Nikâh»da;
îbni Mâce bir kısmını «Nikâh»da, bakîsini «Ticâret»de muhtelif râvilerden
tahrîc ettikleri gibi, İbni Ömer (Radiyallahu anh) rivayetini dahî Buhârî:
«Buyu'» ve «Terkü'l-Hıyel» bahislerinde; Nesaî «Buyu'»da; İbni Mâce Ticâret'de
rivayet etmişlerdir.
Müslim'in Ahmed b.
İbrahim'den tahrîc ettiği rivayetin senedinde Alâ' ile Süheyl'in babalarından
nakilleri hakkında: tâbirinin kullanılması müşkül sayılmıştır. Çünkü bu tâbir
iki râvinin kardeş olduklarını ve bir babadan rivayette bulunduklarını
gösteriyor; halbuki râviler kardeş değillerdir. Alâ 'nın babası Abdurrahmân,
Süheyl'in ise Ebû Salih 'tir. Binâenallyh her râvinin kendi babasından rivayet
ettiği anlaşılıyor.
Sevm veya Sîme:
Pazarlık demektir. Dîn kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık etmekten murâd :
Satıcı ile alıcı malın fiyatı üzerinde anlaştıktan sonra henüz satış yapmadan
başka birinin araya girmesi ve satıcıya : «Ben bu malı daha fazlaya satın
alırım.» Yahut müşteriye «Ben sana bu
maldan daha âlâsını, bundan ucuza veririm.» demesidir.
Fiyat üzerinde
anlaştıktan sonra bu şekilde araya girmek haramdır. Fakat fazla fiyat verenler
arasında satılan bir malda pazarlığa girişmek haram değildir; zîra fiyat
üzerinde henüz kimse ile anlaşma olmamıştır. Bundan evvelki bâbda da görüldüğü
vecihle dîn kardeşinin satışı üzerine satış ve pazarlığı üzerine pazarlık
yapmak haram olmakla beraber imam Azam'la îmam Şafiî'ye ve diğer birçok ulemâya
göre yapılan satış yine de muteberdir; yalnız araya giren âsî olur.
Binek gelenleri
karşılamaktan maksat: Şehirlinin, pazara hayvanla mal getiren köylüyü kasaba
dışında karşılaması ve elindeki malı ucuza almak için o malın geçimi olmadığını
söyleyerek aldatmasıdır.
Necş yahut Neceş:
Lügatte bir şeyi methetmek, ballandıra ballandıra öğmektir. Bâzılarına göre
insanları bir şeyden nefret ettirerek rağbetlerini başka şeye yöneltmektir. Bir
takım ulema bunun esâs itibariyle hîle ve aldatma mânâsına geldiğini, daha
başkaları heyecanlandırmak, kızıştırmak demek olduğunu söylemişlerdir. Burada
ondan maksat müşteri kızıştırmak yâni malı almağa niyeti olmadığı halde fiyatı
arttırmaktır.
Şehirlinin köylü namına
satış yapması: Geçer fiyatla malını satmak için şehire gelen köylüye: «Bu malı
benim yanımda bırak da ben onu senin nâmına daha yüksek fiyatla tedricen
satayım.» diyerek malını almasıdır. Bu da haramdır; ancak satış sahihtir. Çünkü
buradaki nehî akde râci' değildir. Bazıları: «Şehirlinin köylü nâmına satış
yapmasından murâd simsarlıktır.» demişlerdir. Bu takdirde nehî bütün alış
verişlere âmm ve şâmil olur.
Hayvanın sütünü
memesinde biriktirmeye Araplar tasriye derler. Sütü biriktirilen hayvana da
musarrât adı verilir. Hayvanı satarken müşteriyi aldatmak için sütünü memesinde
biriktirmek müteaddit rivayetlerle yasak edilmiştir. Tahâvî bu bâbtaki hadîsi
sekiz tarîkten tahrîc etmiştir. Hadîsin zahirine bakılırsa müşteri ancak
hayvanı sağdıktan sonra muhayyer olacak gibi görünüyorsa da cumhûr-u ulemâya
göre hileyi anladığı zaman sağmamış bile olsa kendisine muhayyerlik sabit olur.
Onlar hadîsteki sağmak kaydının ihtirâzî olmadığına kaildirler.